6831 SAYILI ORMAN KANUNUNUN 2’NCİ MADDESİNİN B BENDİ UYARINCA ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZLARIN YERİNE RAYİÇ DEĞERİNE EŞ DEĞER TAŞINMAZ SATIN ALMA PROSEDÜRÜ
6831 SAYILI ORMAN KANUNUNUN 2’NCİ MADDESİNİN B BENDİ UYARINCA ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZLARIN YERİNE RAYİÇ DEĞERİNE EŞ DEĞER TAŞINMAZ SATIN ALMA PROSEDÜRÜ
A.) TAŞINMAZ KAVRAMI
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun[1] dördüncü kitabı olan eşya hukukunda eşya, üzerinde bireysel hakimiyet sağlanabilecek, ekonomik bir değer taşıyan, kişi ve hayvanlar dışındaki cismani varlıklardır[2] ve taşınır ve taşınmaz olarak ikiye ayrılır. Bu ayrım eşyanın bir yerden bir yere özüne bir zarar gelmeden taşınabilir olup olmamasına göre yapılmaktadır.[3] Taşınmazlar ise Türk Medeni Kanununun 704’ncü maddesinde araziler, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olmak üzere üçe ayrılır. Bu taşınmazların tapu siciline kaydı Türk Medeni Kanununun 998’nci maddesi uyarınca özel kanun hükümlerine tabidir.
B.) ORMANLARIN STATÜSÜ
6831 Sayılı Orman Kanununun[1] 1’nci maddesinde orman kavramının tanımı yapılmıştır. 6831 Sayılı Kanunun 1’nci maddesi uyarınca tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır. Ormanlar özel mülkiyete tabi olamazlar.[2]
13/07/1945 tarihinde var olan gerçek veya tüzel özel kişilere, vakıflara ve köy, belediye, özel idare kamu tüzel kişiliklerine ilişkin bütün ormanlar 4785 Sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine Ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun[3] gereğince devletleştirilmiştir. 4785 Sayılı kanunun 1’nci maddesi uyarınca bu ormanlar hiç bir işlem ve bildirime lüzum olmaksızın Devlete geçer.
Orman Kanununun 4’ncü maddesinde ormanlar; mülkiyet ve idare bakımından ormanlar ile vasıf ve karakter bakımından ormanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Mülkiyet ve idare bakımından ormanlar kendi içerisinde devlet ormanları, tüzel kişiliği olan kamu kuruluşlarına ait ormanlar, hususi özel ormanlar olmak üzere üçe, vasıf ve karakter bakımından ormanlar ise muhafaza ormanları, milli parklar ormanları, istihsal ormanlar olmak üzere üçe ayrılırlar.
C.) ORMAN VASFI DIŞINA ÇIKARILABİLECEK TAŞINMAZLAR
2709 Sayılı Anayasa’nın[1] “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169’ncu maddesinin 4. fıkrası uyarınca bir arazinin orman vasfının kaybı için; [2]
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmemesi,
Tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğunun tespit edilmesi,
31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında kullanılmasında yarar olduğunun tespit edilmesi,
Hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğunun tespit edilmesi,
Şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunması gerekmektedir.
Orman Kanununun 2. maddesinde de Anayasa’nın 169’ncu maddesinin 4. fıkrasına paralel olarak orman sayılan yerlerden;
Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
Halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler,
Şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlarının orman sınırları dışına çıkartılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazlara uygulamada “2/B taşınmazları, 2/B araziler” ismi verilmektedir. 2/B arazilerini belirleme işlemini, Orman Kanununun 7’nci maddesi gereğince orman kadastro komisyonları yapar.
D.) ORMAN KANUNUNUN 2’NCİ MADDESİNİN B BENDİ UYARINCA ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZLARIN İDARE ADINA TESCİL İŞLEMİ
Anayasa’nın “Ormanların Korunması ve Geliştirilmesi” başlıklı 169’ncu maddesinin 4. fıkrasında ve Orman Kanununun 2. maddesinde belirtilen taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılması ile beraber bu taşınmazlar “Hazine” adına tescil edilir.
Burada tescilin şekli taşınmazın orman vasfını haiz iken sahip olduğu tescil durumuna göre farklı şekillerde yapılır. Şöyle ki;
Orman vasıflı taşınmaz tapuya tescilli ise ve orman vasıflı taşınmazın bir kısmı 2/B kanun kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıyorsa bu ihtimalde orman vasıflı taşınmazın tapu kütük sayfası kapatılmadan 2/B kanun kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan kısım ayrı parsel numarası ve yeni vasfı ile kütüğün yeni bir sayfasına kaydedilir. Fakat 2/B kanun kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan alanların orman vasıflı taşınmazı parçalara bölmesi halinde orman vasıflı taşınmazın da tapu kütük sayfası kapatılarak orman vasıflı taşınmaz da yeni parsel numarası ile yeni bir sayfaya tescil edilir.[1]
Orman vasıflı taşınmazın tapuda tescilli olmaması ihtimalinde ise öncelikle taşınmaz tapuya tescil edilir ve 1 numaralı işlem uygulanır. Orman vasıflı taşınmazın tamamının 2/B kanun kapsamında orman vasfını kaybetme ihtimalinde ise taşınmazın tamamı tapuda tescil edildikten sonra aynı sayfaya 2/B kapsamında taşınmazın yeni vasfı yazılır.[2]
E.) ORMAN KANUNUNUN 2’NCİ MADDESİNİN B BENDİ UYARINCA ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZLARDA HAK SAHİPLİĞİ
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun[1] 6’ncı maddesi uyarınca;
26/4/2012 tarihinden önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler ile
26/4/2012 tarihinden sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler hak sahibi sayılır.
Kanunun hak sahibi tanımı uygulamada çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Taşınmaz üzerinde kiracı sıfatı ile bulunanlar dahi kadastral çalışmalar esnasında kendisini hak sahibi olarak göstermektedir.
F.) 6831 SAYILI ORMAN KANUNUNUN 2’NCİ MADDESİNİN B BENDİ UYARINCA ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN TAŞINMAZLARDA HAK SAHİPLERİNİN SATIN ALMA USULÜ
6292 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca;
26/4/2012 tarihinden önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler 26/4/2012 tarihinden itibaren 6 ay içinde,
26/4/2012 tarihinden sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişiler güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler.